HER TELDEN > GENEL KULTUR
A`dan Z`ye Bayan Isimleri ve Anlamlari (A-G) -1
(1/1)
M.Kemal Bektaş:
A`dan Z`ye Bayan Isimleri ve Anlamlari (A-G) -1
ABİDE: Anıt - Değerli eser
AÇELYA: Fundagiller familyasından, kokusuz ama güzel renkli çiçek.
ADALET: Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetmek.
ADİLE: Adaletli olan, doğruluktan ayrılmayan.
AFET: İnsanlığın önleyemediği büyük doğal felaket
AFİFE: Namuslu, iffetli, temiz ve dürüst
AFİTAP: Güneş / Çok güzel
AFŞAR: Atak, uyumlu, Oğuz boylarından birinin adı (Avşar)
AHSEN: En güzel, Çok güzel
AHU: Ceylan, karaca, maral - Güzel kadın
AJDA: Filiz, sürgün - Üzeri çentik çentik olan şey
AKASYA: Küçük sıra yapraklı, süs için yetiştirilen bir ağaç.Salkımağacı
AKGÜL: Beyaz gül, gül gibi
AKGÜN: Aydınlık gün
AKİFE: Sebatlı, kararlı - İbadet eden
ALARA: Al + ara. Al=Kırmızı, ara=bezeyen, süsleyen , Kırmızı süs anlamında bir tamlama
ALARCIN: Güzelliğini ateşin kırmızılığından alan
ALÇİN: Kırmızı renkli küçük bir kuş türü
ALEV: Ateşin çıkardığı yalım
ALEYNA: Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan
ALİYE: Yüce, yüksek
ALTAN: Kızıl Şafak
ALTIN: Değerli bir metal (Paslanmayan, en iyi iletken)
ANDAÇ: Bir kimseyi hatırlamak için saklanan şey, hatıra
ARİFE: Tecrübeli, bilgili, sezgi ve anlayışa sahip
ARZU: İstek, özlem eğilim
ASENA: Türk Mitolojisinde Ergenekon destanında adı geçen dişi kurt
ASİYE: Acılı kadın / Direk
ASLI: Kök, köken - Aşık Kerem'in sevgilisi
ASLIHAN: Kökeni soylu han soyundan
ASRIN: Çağdaş, bu asıra ait olan, asıra uygun olan
ASU: Asi, ehlileşmeyen huysuz at - İsyankar
ASUDE: Sessiz, sakin dinlendirici
ASUMAN: Gök, gökkubbe, sema
ASYA: Yeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı
AŞKIN: Aşmış, ileri, üstün/ Senin aşkın
ATEŞ: Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması
ATIFET: Karşılık beklemeden gösterilen sevgi, iyilik sever
ATİKE: Özgür - Soylu - Güzel, genç kız
AYBEL: Ay gibi dikkat çeken, aya benzeyen güzelliğiyle farkedilen, seçilen
AYBEN: Ay gibi. Ayın kendisi
AYBÜKE: Ay gibi parlak, aynı zamanda zeki, akıllı
AYCA: Ay gibi parlak ve aydınlık
AYCAN: İçi aydınlık
AYÇA: Ayın ilk günlerde aldığı biçim, hilal
AYÇİN: Ayçın, ay gibi, aya benzer
AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki - Parmakları, endamı güzel kadın
AYDAN: Aya benzer ay gibi
AYDİL: Güzel, parlak, aydınlık gönül
AYFER: Ayışığı
AYGEN: Gönül dostu
AYGÜL: Ay gibi güzel ve parlak renkli
AYLA: Kadın, eş zevce /Ayın çevresindeki ışıklı daire
AYLİN: Ayın çevresinde görülen ışıklı daire
AYNUR: Ay gibi ışıklı, pırıl pırıl
AYPARE: Ay parçası
AYSEL: Ay gibi parlak ve güzel
AYSEN: Aydan farksız, ayın yerdeki benzeri, güzel sevimli
AYSU: Ay gibi parlak, berrak su
AYSUN: Ay gibi güzel ve parlaksın
AYŞAN: Şanı ay gibi parlak olan
AYŞE: Yaşam, dirlik,
AYŞEGÜL: Güleç, güler yüzlü
AYŞEM: Ay ışığı - Benim Ayşem
AYŞEN: Ay gibi neşeli, parlak ve aydınlık
AYŞENUR: Nur gibi parlak, pırıl pırıl, ay gibi güzel
AYŞİN: Ay gibi, aya benzeyen
AYTAÇ: Ay gibi taçlı
AYTEN: Ay gibi beyaz tenli
AYTÜL: Tül gibi şeffaf ve ince ay ışığı gibi parlak
AZİME: Azmeden, yapmak için kesin kararlı / iri, kemikli yapılı
AZİZE: Kutsal, ermiş kadın - Sevgi hitabı
AZMİYE: Niyetli, kararlı
AZRA: Bakire, el değmemiş
BAHAR: Doğanın canlandığı mevsim
BAHRİYE: Donanma ve denizle ilgili
BALCA: Bal damlası, bal gibi
BALIM: Benim balım, tatlım - Çok sevgili, samimi arkadaş
BANU: Ev kadını , bayan
BARAN: Yağmur
BAŞAK: Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım
BAŞAR: Başarılı ol anlamında
BEDİA: Güzellik, üstün değerli olan
BEDİHE: Başlangıç - Güzel söz
BEDRİYE: Ayın ondürdüncü geceki haliyle ilgili
BEGÜM: Saygıdeğer kadın, hanımefendi - Hint prenseslerine verilen san
BEHİCE: Şen güleryüzlü
BEHİRE: Güzel, asil
BEHİYE: Güzel ve alımlı kadın
BELGİN: Açık. belirli, farkedilen
BELİN: Şaşkınlık, hayret
BELKIS: Yunanca asıllı olup Arapçaya geçen tarihi bir isim
BELMA: Sakin, yumuşak
BENAN: Parmakla gösterilecek kadar güzel
BENGİ: Sonsuz, sonsuzluk
BENGİSU: İnsana ölmezlik verdiğine inanılan su / Abıhayat
BENGÜ: Sonu olmayan, ebedi
BENGÜL: Üzerinde benekler bulunan gül
BENSU: Su gibi aziz benlik
BERAY: Ayın en ışıltılı, en parlak hali
BERFİN: Kar toplayan
BERİA: Güzellik ve olgunlukta akranlarından üstün olan
BERİL: Mücevher olarak da kullanılan bir tür maden
BERİN: Manen çok yüksek
BERNA: Genç, delikanlı
BERRA: Bereketli olan
BERRAK: Temiz, saf, arınmış
BERRİN: Manen çok yüksek, yüce yaradılışlı
BERŞAN: Bir peygamberin din ve kitabını kabul eden
BESTE: Ezgilerin özgün dizimi,
BESTEGÜL: Gül demeti
BETİGÜN: Beti:Yüz (Bet benizdeki gibi) Gün: Aydınlık, Aydınlık yüz
BETİL/BETÜL: Temiz, iffetli
BETÜL: Ayrı kök salmış fidan - Hz.Meryem'in lakabı - Bakire
BEYHAN: Bey soyundan
BEYZA: En beyaz, en ak - Günahtan kaçınmış
BİHTER: En iyi
BİKE / BİKEM: Kadın, hanım
BİLGE: Çok bilen ve bildiklerini başkalarının yararına sunan
BİLLUR: Pek duru ve temiz cam
BİLUN: Yarım Ay
BİNGÜL: Bin gülün güzelliğinde
BİNNAZ: Çok nazlı
BİNNUR: Çok nurlu
BİRCAN: Herksçe sevilen, candan
BİRGÜL: Tek ve benzersiz gül
BİRİCİK: Tek, bir tane, emsalsiz
BİRSEN: Yalnız Sen anlamında
BİRSU: Özel bir su biricik su gibi
BUCAK: Genellikle, geniş verimli bakımlı alanlara verilen ad (Köşe bucaktaki anlamı gibi)
BUKET: Çiçek demeti
BURCU: Güzel ve etkileyici kokunun salgılanışı
BURÇAK: Tohumları kullanılan bir bitki türü
BURÇİN: Dişigeyik
BUSE: Öpmek, öpüşmek, öpücük
BÜŞRA: İyi haber
CAHİDE: Çalışan, çaba gösteren
CANAN: Sevgili, yar
CANDAN: Yürekten, içten
CANEL: İçten, candan uzatılan dostluk eli
CANKAT: Yaşamına can ekle, sevinçle dol
CANSEL: Cana dair, canla ilgili
CANSIN: İçten, gönüldensin
CANSU: Cana benzer değerde
CAVİDAN: Ebedi, sonsuz
CELİLE: Büyük, ulu
CEMİLE: Hoşa giden davranış
CEMRE: Önce havada, sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET: Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer
CEREN: Ceylan, ahu
CEVHER: Bir şeyin özü - Güç, enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE: Eziyet, cefa, sıkıntı
CEYDA: Yararlı, herkese iyilik yapan
CEYLA: Bu isim de çok istek almasına rağmen ben anlamını bulamadım. Bilen varsa lütfen yazsın.
CEYLAN: Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan
CİHAN: Evren, alem
CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ: Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
##############
Otomatik Birlestirme
##############
Ç
ÇAĞLA: Badem, erik ve Kaysı gibi meyvaların ham hali
ÇAĞRI: Davet
ÇİÇEK: Bitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü
ÇİĞDEM: Zambakgillerden bir tür kır bitkisi
ÇİLAY: Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler
ÇİLER: Güzel öten, güzel ötüşlü
ÇİSEM: Çiseleyen yağmur
ÇOLPAN: Gözleri uzağı iyi gören, ilerigörüşlü
DAMLA: Bir sıvının küçük parçacığı
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz kış yeşil olan bir ağaç türü
DELFİN: Yunus balığı
DEMET: Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek
DENİZ: Yeryüzünün 3/4'ünü oluşturan tuzlusu tabakası
DEREN: Derleyen, toplayan
DERİN: Yüzeyi, tabanından uzak olan
DERYA: Deniz, çok bol, gönül
DESTAN: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
DESTE: Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması
DEVRAN: Talih, kader
DİBA: Çiçek desenli ipek kumaş - Sevgilinin yüzü
DİCLE: Güneydoğu bölgemizde bir nehir
DİCLEHAN: Dicle ve han kelimelerinden oluşan isim
DİDE: Göz (Arapça)
DİDEM: Dide ,Göz: Didem= Gözüm
DİLAN: Gönül dostu, gönüldaş
DİLARA: Gönül alıcı, sevgili
DİLAY: Gönlü ay gibi parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan
DİLBERAN: Dilberler, güzeller
DİLBERAY: Ay gibi güzel kadın
DİLDAR: Birinin gönlünü almış, sevgili
DİLEK: İstek, arzu
DİLER: İsteyen, dileyen
DİLHAN: İçten, samimi söylenen
DİLRUBA: Gönül kapan, herkesi kendine bağlayan
DİLŞAD: Gönlü hoş
DOLUNAY: Ayın tam olarak görünen biçimi,
DÖNDÜ: Henüz evlenmemiş kız
DURU: Saf, berrak
DUYGU: His, gönülde uyanan yankı ya da tepki
DÜNYA: Yeryüzü
DÜRDANE: İnci tanesi
DÜRRİYE: İnci gibi parlayan
EBRU: Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş
ECE: Reis / Ulu / İlerigelen
ECEHAN: Yönetici konumundaki ece,kraliçe
ECEM: Kraliçem, benim sultanım
EDA: Anlatış yolu ve biçimi / Sevimli olma hali
EDİBE: Edepli, terbiyeli - Edebiyatla uğraşan, yazar
EDİS: Benzerlerinden üstün, yüce
EFSER: Taç
EFTALYA: Bir dönemin ünlü gayrimüslim ses sanatçısı Denizkızı Eftalya'dan
EGE: Bir çocuğu koruyan, ondan sorumlu olan - Bir deniz
EKİM: Ekme, yetiştirme - Yılın onuncu ayı
EKİN: Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür
ELA: Sarıya çalar kestane rengi
ELÇİN: Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne
ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi / dost tanıdık / ışık saçan güzel kız
ELMAS: Billurlaşmış karbondan oluşan sert değerli taş
ELVAN: Renkli, renk renk / güzel kokuların yayılması
EMEL: Güçlü istek / Umulan ve beklenen şey
EMİNE: Güvenilir, inanılır kimse
ENGİN: Uçsuz bucaksız genişlikte - Denizin karadan uzak geniş bölümü
ENİSE: Sevimli / Dost / Cana yakın arkadaş
ERDEN: Bakire - El sürülmemiş yer
ERGÜL: Erler içinde seçkinleşen, erlerin gülü
ERTAÇ: Erkeklerin baştacı olmuş güzel
ESEN: Sağ salim, rahat, mutlu sağlıklı
ESER: Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt
ESİN: Rüzgar / İlham /İçe doğan duyguve düşünce
ESMA: Adlar , isimler
ESMERAY: Ay güzelliğinde esmerlik
ESRA: Arapça seri kelimesinden (ardarda sıralanan)'den esra
EVREN: Var olan şeylerin tümü - Felek, cihan
EVRİM: Değişim ve gelişmeler dizisi
EVŞEN: Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir
EYLEM: Değişiklikdoğuran davranış, iş
EYLÜL: Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz'ün başlangıcı)
EYŞAN: Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü
EZGİ: Belli bir kuralla yaratılan, duygu meydana getiren ses dizisi, şarkı, türkü
EZRA: Sözü, konuşması düzgün
FADİK: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FADİME: Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
FADİŞ: Fatma adının bir söyleniş biçimi
FAHİRE: Övünülecek, iftihar edilecek - Kıymetli - Parlak, güzel, mükemmel FAHRİYE Bir karşılık beklemeden yapılan iş - Bir şiir türü
FAHRİYE: Bir işi çıkar beklemeden yapan
FAHRÜNİSSA: Övünülecek değerde kadın
FATMA: Sütten kesme / Aslı Fatima
FATMANUR: Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
FATOŞ: Fatma adının halk arasında birbaşka söyleniş biçimi
FAZİLET: Erdem / İyi huyların tümü
FEHİME: Anlayışlı, çabuk kavrayan
FERAH: Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
FERAY: Aydınlık, parlak
FERAYE: Ay ışığı
FERDA: Yarın / Gelecek zaman/ mecazi anlamda kıyamet günü
FERHAN: Sevinçli, mesut
FERHUNDE: Mübarek, kutlu, uğurlu
FERİDE: Tek eşsiz, benzeri olmayan
FERİHA: Sevinçli, ferah
FERZAN: Bilim
FEVZİYE: Galip gelen üstün - Tanrının bereketiyle ilgili
FEYMAN: Ahlaki olgunluk
FEYZA: Başarılı, refah içinde, mutlu
FEZA: Uzay, evrenin genişliği
FİDAN: Ağaçların genç ve yeni yetişeni
FİGEN: Çiçek demeti / Gölge yapan, gölge düşüren
FİKRET: Fikir, düşünce - Amaç, niyet
FİKRİYE: Düşünce ile fikir ile ilgili
FİLİZ: Ağaçtan süren taze dalcıklar
FİRDEVS: Cennetteki altıncı bahçenin adı
FİRUZE: Mesut, mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş
FULDEM: Her zaman geniş açık görüşlü
FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü
FULYA: Nergislerden soğan köklü bir bitki
FUNDA: Küçük çalılık / Süpürge otu
FÜREYYA: Parlak, ışıltılı günler
FÜRUZAN: Çok parlak, parlayıcı, aydınlık
FÜSUN: Efsun / Büyü, sihir
GAMZE: Çene ya da yanakta gülümserken beliren çukurluk
GAYE: Amaç , erek, varılmak istenen hedef
GAZAL: Ceylan, geyik - Güzel, iri göz
GENCAY: Hilal
GİZEM: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
GONCA: Açılmamış, tomurcuk halinde gül
GÖKBEN: Özü genç olan
GÖKÇE: Sevimli güzel / Gök rengi, mavimsi
GÖKÇEN: Mavi gözlü
GÖKNİL: Gökyüzüne ait olan, Gök + Nil olarak da düşünülebilir
GÖKNUR: Nurlu, ışıklı, aydınlık gökyüzü
GÖKSU: Mavi su, akarsulara verilen ad
GÖKŞİN: Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik
GÖNÜL: Kalp, eğilim, sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer
GÖRKEM: İhtişam, gösteriş
GÖZDE: Göze girmiş, birince sevilip beğenilen
GÜHER: İnci / Soy sop
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği
GÜLAY: Güllerin açtığı ay, mayıs
GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya
GÜLBEN: Ben, gül'üm anlamında
GÜLBİZ: Bizim gülümüz
******: Gül gibi güzel canlı
GÜLÇİN: Gül derleyen, gül toplayan
GÜLDEM: Hiç solmayan her dem gül, her dem gülen
GÜLDEN: Gül gibi, güle ait, gülden yapılmış
GÜLDEREN: Gül toplayan
GÜLDESTE: Gül destesi
GÜLEN: Güleç yüzlü
GÜLENDAM: Gül gibi endamlı, zarif görünümlü
GÜLER: Gülen, sevinçli
GÜLFEM: Gül dudaklı, gül ağızlı
GÜLFİDAN: Gül fidanı gibi endamlı
GÜLGÜN: Gül renginde, kırmızı, pembe
GÜLHANIM: Gül gibi güzel kadın
GÜLİN: Güle ait olan, gülden gelen
GÜLİSTAN: Gül bahçesi
GÜLİZ: Gül gibi güzel iz bırakan
GÜLİZAR: Gül yanaklı
GÜLLÜ: Güzel kadın / Gülü olan
GÜLNAZ: Gül gibi ince ve narin
GÜLNİHAL: Gül fidanı
GÜLNUR: Çevresini aydınlatan gül
GÜLPEMBE: Gül pembesi / Gül gibi pembe yanaklı
GÜLRİZ: Gül saçan, gül serpen
GÜLSELİ: Gül seli
GÜLSEN: Gül gibi güzel
GÜLSEREN: Gül toplayan, dağıtan
GÜLSOY: Gül gibi güzel bir soydan gelen
GÜLSÜM: Yuvarlak yüzlü, güzel
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü hep gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı, güllerin kraliçesi
GÜLŞEN: Gülistan / Gül bahçesi
GÜLTEN: Gül gibi pembe tenli
GÜLÜMSER: Her zaman gülümseyen
GÜN: Gündüz vakti / Aydınlık
GÜNAL: Gün al yaşa, kızıl renkli güneş
GÜNER: Güneşin doğma zamanı - Fecr
GÜNEŞ: Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi
GÜNGÖR: İyi günler yaşa anlamında
GÜNİZ: Günün başlangıcını belirleyen görüntü
GÜNNUR: Güneş ışığının aydınlığı, nuru
GÜNSEL: Günle ilgili güne ait
GÜNSELİ: Işık seli, bol parlak ışık demeti
GÜRCAN: Herkesi seven, özveride bulunan
GÜVEN: Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak
GÜZİDE: Seçkin, seçme, seçilmiş
GÜZİN: Seçici, beğenici
A`dan Z`ye Bayan Isimleri ve Anlamlari (A-G) -1
Navigasyon
[0] Mesajlar
Tam sürüme git